Biğkem Karavus Fan Club
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Biğkem Karavus Fan Club


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 ‘Gölgesizler’in Kanatsız Güvercini

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
dark shadows
Admin
Admin
dark shadows


Erkek Mesaj Sayısı : 54
Kayıt tarihi : 13/12/09
Yaş : 32

‘Gölgesizler’in Kanatsız Güvercini Empty
MesajKonu: ‘Gölgesizler’in Kanatsız Güvercini   ‘Gölgesizler’in Kanatsız Güvercini EmptyPtsi Ara. 14, 2009 10:16 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

01/03/2009

TV dizisi ‘Sağır Oda’daki tiplemesiyle akıllarda kalan Biğkem Karavus, ‘Gölgesizler’de bir gün öylece kaybolup giden Güvercin’i oynuyor

NAZAN ÖZCAN (Arşivi)

Perdede ya da ekranda göründüğünden çok daha güzel. Hatta ve hatta şu anda İstanbul’un birçok billboard’unu süsleyen ‘Gölgesizler’in afişindeki “melek” halinden bile. Gerçi güzel demek hafiften haksızlık. Tavrına göre yüzü de değişiyor. Bir bakıyorsunuz alımlı bir genç kadın oluyor, bir bakıyorsunuz komik, muzır bir genç kız. Ama her hali çok aklı başında ve eğlenceli. Bikem Karavus, ya da nüfusunda yanlışlıkla yazıldığı gibi Biğkem Karavus, aslında Beyoğlu’nda filan (asla Etiler olmaz) birlikte “takılacağınız” bir arkadaşınız gibi. Bu hafta ise, gösterime yeni giren Ümit Ünal’ın Hasan Ali Toptaş kitabı ‘Gölgesizler’den uyarladığı aynı isimli filmin Güvercin’i.

Film teklif nasıl geldi?
Hakan Karahan aracılığıyla oldu, daha önce oynadığım ‘Sağır Oda’da senaristlerden biriydi. Ümit Ünal ve Hakan Karahan’la buluştuk, anlattılar. Bizim aradığımız kız 16-17 yaşlarında dediler ama ben 22 yaşındayım. “Hakan abi nolur ben yediririm herkese o yaşta olduğumu” diye ısrar ettim! Sonra haber geldi, tamam diye.

Hasan Ali Toptaş’ın Gölgesizler’ini okumuş muydunuz?
O gün verdiler kitabı bana, okudum. Sonra diğer kitaplarını da aldım. Edebiyata meraklıyımdır. Hasan Ali Toptaş da çok hoşuma gitti, zaten sevmemek mümkün değil. Kelime bulunmuyor kitaplarını tanımlamaya ama okuyorsun ve kayboluyorsun, nefis bir durum.

Oynadığınız Güvercin nasıl bir karakter?
Köylü bir kız, içine kapanık, bir yandan da cool. Hiç repliği yok filmde. En başta düşünüyordum, nasıl yapacağım diye. Konuşmadan oynamak zor, sırf görüntünle oynuyorsun. O günlerde bir sinema dergisinde ünlü bir kadın oyuncu hiç repliği olmayan bir karakteri oynadığını ve o rolle ödül aldığını anlatıyordu. Kadın “Çok zordu” diyordu. Okuyup iyice gaza geldim. Evet evet, daha zor, ben de yapacağım bunu diye!

Ümit Ünal’la çalışmak nasıldı?
Baştan anlatıyor ne istediğini, sonra çok müdahale etmiyor. Öyle olması daha iyi. Çünkü ben bozuluyorum öyle durumlara! Birisi bana öyle olmaz dediğinde ben kendime hakaret olarak algılıyorum. Benim zekam yok mu, ben de böyle düşünmüştüm bunu diye! Ama bu filmde böyle bir şey olmadı.

Ailenizde oyunculukla ilgili kimse var mıydı?
Teyzem ressam. Annem ev hanımı. Babam da kafasına ne eserse onu yapan bir adam. Resim yapıyordum çocukluğumdan beri. Oyuncu yok ailede. Zaten oyunculuk benim çok inisiyatifim dahilinde olmadı.

Zorlama mı oyuncu oldunuz yani?
Dört yaşında abimle beni ajansa kaydettirmişler. ‘Çocuk Vizyon Show’ diye bir yarışma vardı, bizi oraya soktular. Ben birinci oldum. Ardından çocuk mankenlik yaptım. Şu anda mankenliği bırakmış bir ton insanla podyuma çıkıyordum. Yedi yaşına kadar öyle gitti. Reklamlar, kataloglar vs.

Bizim hatırlayabileceğimiz reklamlar var mı?
Yok. O yüzbin baloncuk yuttum ben değildim! Gazetelerin promosyon reklamlarında çok oynadım. Yaş büyüdükçe diziler oldu. ‘Prensesin Böylesi’ ve ‘Dadı’ gibi dizilerde oynadım. Ondan sonraki dönemde hiçbir şey olmadı. Sonra ‘Bir Dilim Aşk’ta oynadım. Sonra ‘Sağır Oda’ oldu, ‘Geç Gelen Bahar’ diye bir diziye başladım ama üç bölüm sonra kaldırıldı. Araya ‘Musallat’ filmini sıkıştırdım.

Çocuk oyuncu olarak depresyon filan geçirmediniz değil mi?
Babam götürüyordu beni her yere. Ben mesela Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar’da heykel okuyorum diye benimle gurur duysun istiyorum ama babam daha çok bunlarla övünüyor. Çok yoruluyordum tabii. Lisedeyken hocalar müsamaha gösteriyordu. Sürekli bir proje olmadığı için çok vaktimi de almıyordu. Üniversitede problem yaşadım. Heykeltraş mı, oyuncu mu olacaksın diye çok duydum hocalardan. O yüzden zaten kaldım sınıfta! Yedinci senede bitecek okul. Öyle depresyona filan da girmedim. Küçükken şımarık çocuk olma ihtimalim yüksekti. Ama her şeyde o kadar normal davranıyor ki ailem, tuhaflar yani! Ben Güzel Sanatlar’da heykele girmişim, çok mutluyum, babama “Kazandım, kazandım” diye seviniyorum, babam “iyi bir çay koy” dedi!

Neden heykel okumayı seçtiniz?
Aslında bunu söylememem gerek ama oyunculuk çok bana göre bir iş değil galiba. Getirisi bana göre değil daha doğrusu, yoksa oyunculuk yapmayı çok seviyorum. Getirisi ne? Bir şekilde tanınıyorsun, ünlü oluyorsun vs. Hayat standartlarının değişmesi isteniyor. Ama bence öyle değil. Hatta röportaja gelirken iki saat otobüs bekledim, dondum! İçimden ya röportaja gidiyorum, akşam da gala var ama ben bu soğukta donmuş, otobüs bekliyorum diye düşündüm! Benim lüksüm de böyle rahat olabilmek. Ben içeceğim de, sapıtacağım da, ama biri gördüğü zaman “aa şuna bak” oluyor. Nejat İşler’in başına geliyor ya çok! Adam her normal insanın yaptığı şeyleri yapıyor oysa. Ama herkes onu yargılıyor, niye ki? İşte bu getirisi bana göre değil. Oyunculuğu seviyorum ama bir şekilde heykel daha ağır bastı. Lisede resim derslerine başlamıştım. Beni hocam yönlendirdi, sen her şeyi üç boyutlu görüyorsun, senin heykel okuman daha iyi olur dedi.

Başka hoşlanmadığınız oyunculuk getirileri var mı?
Mesela buraya gelirken en sevdiğiniz oyuncular sorusunu sormandan korktum. Sinir oluyorum öyle anket sorularına. Ve dün düşünüyordum evde, sorarsa ne derim diye! Buldum: Kadir Topbaş! Namaz Öğreniyorum adlı filmde oynamış. Kadir Topbaş çok genç, nasıl ifadesiz suratı filmde! Filmde pikniğe gidiyorlar, iki çocukları var. Birisi Kuran kursuna gidiyor, öteki de istiyor gitmek filan. Kadir Topbaş eline bir dal almış, bildiğin dal, kötü prodüksiyon, çocuğuna veriyor ve replik şu: “Al flüt yaptım, çal.” Nasıl komikti!

Fotoğraf: Muhsin Akgün
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://bigkemkaravusfanclub.yetkinforum.com
 
‘Gölgesizler’in Kanatsız Güvercini
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Gölgesizler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Biğkem Karavus Fan Club :: Biğkem Karavus :: Biğkem Karavus Röportajları-
Buraya geçin: